Öztrak: “Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Savunma Bakanlığı Afet Müdahale Planında Çözüm Ortakları Arasında Değil. Trol Silahları Var, Afetlerde Ana Çözüm Ortağı Muhabere Başkanlığı”
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Türkiye Afet Müdahale Planı… Bu plana imza atan Recep Tayyip Erdoğan yaşadığımız felakete gerektiği gibi müdahale edilmemesinden sorumludur. Ortada analiz ortakları yok. Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı afetlerde ana analiz ortağı olan trol ordularına sahiptir. Ancak olağanüstü durumlar için afetlere göre yetiştirilen Hz. Afetlerde destekleyici ikincil analiz ortağı yapıldı” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK gündemine ilişkin parti merkezinde basın toplantısı düzenledi. Öztrak dedi ki:
“Cumhuriyet Halk Partisi ailesinden üzücü bir haberle başlıyoruz. Değerli gazetecimiz, TBMM eski Küme Basın Danışmanı ve eski RTÜK üyesi İsmet Demirdöğen’i tedavi gördüğü hastanede kaybettik. Kendisine Allah’tan rahmet, sabırlar diliyoruz. ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.
“MANTAR YOK. ÇADIR YOK. KONTEYNER YOK”
Bizim ülkemizde; Milletimizin, akıl ve ahlakı yok eden, liyakati öldüren, adaleti katleden, devletimizin bekasını ve milletimizin birliğini amaç edinen, çürümüş, yozlaşmış bir yönetimi göndermesine sayılı günler kaldı. Deprem felaketinin üzerinden 1 ay 3 gün geçti. 46 bin 104 vatandaşımızı kaybettik. Bazı hemşehrilerimizin cesetleri bile enkazdan çıkmadı. Cenaze yok. Çadır yok. Konteyner yok. Hijyen yok. İçilecek su yok, arayıp istifa eden tek bir yönetici yok.
“‘HAYIR’I, ‘KİR’İ ANLAYAN SARAY, KIZILAY’A YAKLAŞIMLARINI VE YEMİNİ DOLDURDU”
Ülkenin gözbebeği Kızılay ‘Hayır kurumu’ var olmaktan çıktılar. Taraftarlarının cüzdanını doldurmak için onu bir ahıra çevirdiler. Saray; ‘Hayır’ı, ‘Kırır’ı anlayıp yanaşmalarını ve beslenmelerini Kızılay’a doldurdu. Mevcut Kızılay Liderinin 12 firmadan daha 36 taban fiyat aldığını eski Kızılay üyelerinden öğreniyoruz, ‘Barış hakkı’ Her ay cebine koyuyor. Biz; ‘Saray ve şirketi 3-5 yerden maaş alıyor’ diye eleştiriyorduk. Meğer rekor bir düzine şirketten maaş alan Kızılay Başkanı’ndaymış. İşte kavga buradan çıkıyor. Kızılay artık bildiğimiz Kızılay değil… Afetzedeler için ürettiği çadır ve konserveleri, halkın diğer hayır kurumlarına bağışladığı paralarla satan ve bunları ücretsiz dağıtmayan bir ticari kuruluş. Afet. Bunun adı deprem fırsatçılığıdır. Bunun adı meyve soymadır. Türkiye, tarihinin hiçbir döneminde böyle bir yolsuzluk görmemiş ve yaşamamıştır…
“’21 YIL ÖNCE’ DİYENLER, 21 YIL SONRA ‘MÜTEAHHİT’ OLACAK”
“Ahlak gömleğini çıkaran başka gömlek giyemez.” Son beyin sarsıntısında ahlak gömleğini çoktan çıkardıklarını bir kez daha gördük. 21 yıl önce ‘Mücahit olacağız’ diyenler 21 yıl sonra ‘Müteahhit’ oldu. 21 yıl önce ‘Harun olacağız’ diyenler 21 yıl sonra ‘Karun’ oldular. Dünya hayatlarını kazanmak için ahiretlerini yaktılar. Yıllarca ‘Allah utandırmasın’ dediler… Ama utanmasını bilmeyene Allah ne yapsın? Kızılay kimin emrinde? Kızılay tüzüğüne göre; Erdoğan’ın himayesinde… İşte bu yüzden milletimiz ‘Depremin ilk günlerinde Kızılay nerede’ diye sordu. Erdoğan’a ağladı. Peki, Erdoğan milletin feryadına nasıl karşılık verdi? Ahlaksız ol, namussuz ol, adi ol…’ Bir kez daha sürahinin içine ve dışına sızdı.
KENDİLERİNE KIZILAY YAPANLARI GÖRDÜĞÜMÜZDE ERDOĞAN’A DA SORUYORUZ: KİMLER YASAL DEĞİLDİR? KİM ONURLANIR? ADI KİM?”
Depremden sonra çadırlarını, konservelerini başka hayır kurumlarına satanlar, Kızılay’ı ticari bir holding haline getirenler, tüm Kızılay’ı dünya barışı için varis yapanları görünce Erdoğan’a soruyoruz: ‘Kim ahlaksızdır? Kim dürüst değil? Kimin adı?’ Elbette ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider. Erdoğan millete küfrederek bu rezaleti sahiplenirse Kızılay’ın başı da çıkıp kendisine istifa çağrısı yapanlara ‘Goygoylar’ diye seslenir. Bir kez daha söyleyelim. Kızılay Önder’in o koltuğa oturduğu her dakika haram… Yazık… Günah… Ancak Kızılay Önder’in ucuza pabuç bırakmaya niyeti yok gibi… Bakın olayda yaşananları nasıl itiraf ediyor… Sarsıntıdan 48 saat sonra: ‘Askerler olağanüstü durumlar için afet eğitimi almış kişilerdir. Afet operasyonunda orduyu konumlandırmazsanız, askeri kapasiteyi konumlandırmazsanız yanılıyorsunuz. Bir yandan S-4 seviyesinde uluslararası afet yardımı çağrısında bulunuyorsunuz ama ne yazık ki bu mekanizmadan yararlanamıyorsunuz çünkü sizin sivil-asker işbirliği mekanizmanız geçmişte çökmüştür’ dedi. Erdoğan’ın himayesindeki Kızılay Başkanı’nın sözleri bunlar. Başkomutanım deyip gösteriş yapınca ordumuzu hatırlarsınız. O zaman soruyoruz: Afet operasyonunda orduyu mevzilendirmeyi kim unuttu? Askeri kapasiteden tam olarak yararlanmayı kim unuttu? Sivil-asker işbirliği sistemini kim çökertti? Bu ihmaller silsilesi yüzünden milletimizi 48 saat enkaz altında kim unuttu? Kim vatandaşlarımızı enkaz altında donarak ölüme terk etti? Kızılay Önderi önümüzdeki dönemde görev ihmal, görev ihmal, görevi kötüye kullanma durumlarında sadece sanık değil, tanık ve itirafçı olacak gibi görünüyor.
“CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM BAŞKANLIĞI, TROL ORDUSU İLE AFETLERDE ESAS ÇÖZÜM ORTAKLIĞIDIR. AMA NEYBÂN EVİ ORDUSU AFETLERDE DESTEKLEYİCİ KATI ÇÖZÜM ORTAĞI HAZIRLANMIŞTIR”
Bu resmi belgeyi size daha önce göstermiştim. Türkiye’nin Afet Müdahale Planı… Yaşadığımız felakete gerektiği gibi müdahale edilmemesinin sorumlusu bu plana imza atan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Tüm Bakanlıklar afet çalışmalarında ana analiz ortağı olarak belirlenmiştir. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Savunma Bakanlığı ana analiz ortakları arasında ortada yer almıyor. Cumhurbaşkanlığı Bağlantısı Trol orduları bulunan Cumhurbaşkanlığı afetlerde ana analiz ortağıdır. Ancak Peygamber ocağı ordumuz olağanüstü durumlar için afetlere göre eğitildi, Mehmetçiğimiz hiçbir zaman afet harekatında mevzilenmedi. Afette destekleyici alt analiz ortağı yapıldı. Ne akıllara durgunluk veriyor. Erdoğan’ın kuruntuları, kaygıları ve ideolojik körlüğü bu plana yansımıştır. Sonuç: Enkaz altında onbinlerce vatandaşımız feryat figan feryat figan donarak öldü. Bunu unutmayacağız. Milletimiz unutmayacak. Bu yönetim sadece algı operasyonu yapıyor. Sadece ihale istiyor.
“DEPREMİN ARDINDAN TAM 31 GÜN GEÇTİ. AMA HENÜZ HASAR TESPİT RAPORU YOK”
Depremin üzerinden 31 gün geçti. Ancak yaşadığımız deprem felaketinin ekonomik ve sosyal maliyetlerine ilişkin devletin hazırlayacağı bir hasar tespit raporu halen yok. Güya Ucube Erdoğan Şahsiyet Rejimi çok çabuk karar alırdı. Bürokrasiyi azaltacaktır. Bunu söyleyerek millete bu ucubeyi pazarladılar. Oysa yaşadığımız her felaket, ‘liyakat yerine vefa’, ‘vatandaştan önce insan’ ve ‘ben her şeyi bilirim’ diyen bir kibir abidesinin elinde büyük bir felaketti.
“TÜRKİYE AFET MÜDAHALE PLANINA GÖRE HAZIRLANMASI GEREKEN BU RAPOR NEREDE?”
Şimdi sizden bu belgeye dikkatlice bakmanızı rica ediyorum. 8 Eylül 1999’da, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nden tam 21 gün sonra, Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, kalem, kalem… Sektör, sektör… Marmara Depremi’nin ekonomik ve sosyal maliyeti hesaplandı. Sarsıntının bütçe üzerindeki etkilerini ve ek finansman ihtiyacını belirledi. Kısa, orta ve uzun vadede yapılması gerekenleri tek tek sıraladı. Karar vericilere önerilen önlemler. Bu rapor hazırlandığında Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşar Yardımcısı idim. Planlama Teşkilatı olarak gece gündüz özveriyle çalıştık. ve çok kısa sürede bu raporu hazırladık. Şimdi Türkiye Afet Müdahale Planına göre hazırlanması gereken bu rapor nerede?
“HAZİNE’NİN İLK İKİ AYDAKİ NAKİT AÇIKI 226 MİLYAR TL. BU REKOR”
Erdoğan’ın imzaladığı Afet Müdahale Planında bu işin sorumlusu kim? Hazine ve Maliye Bakanlığı. Peki Hazine ve Maliye Bakanı ne iş yapar? Mağdurların gözü önünde kamera çerçevesine girmek için Binali Yıldırım ile mücadele ediyor. Depremin yarattığı ekonomik ve sosyal yıkımın fotoğrafı çekilmeden ve ek finansman ihtiyacı belirlenmeden depremin yaraları nasıl sarılacak? Dünyadan nasıl destek alınır? Nasıl yardım istenir? Bu yılın ilk iki ayında hazine nakit dengesi alt üst oldu. Hazine’nin ilk iki ayda nakit açığı 226 milyar lira. Bu bir rekor… Fark ne ile kapanıyor? Borçla… Ek bütçe yapmadan, ek finansman kaynakları bulmadan ‘yolda dizilmiş kervan’ mantığıyla bu işin önüne geçilemez. Milletin sırtına yeni ve belirsiz ağır yükler yüklenemez. Ancak oğlum binayı okuyor ve tekrar tekrar okuyor. İşte dün Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kurumlar vergisi mükelleflerine verilen vergi teşviklerinden yüzde 10 daha fazla indirim yapılmasına ilişkin düzenleme getirdiler. Tutarlı bir finansman programı hazırlamadan önce iyi düşünmeden alınan her karar boşa gitmiş bir karardır. Bu arada Avrupa Birliği’nin 16 Mart’ta Brüksel’de yapılacak Uluslararası Bağışçılar Toplantısı’nı ciddi hasar tespit raporu gelmediği için erteleyeceğini duyuyoruz. Tanrı aşkına! Bu Nabati Bakanı ne yapıyor? Bu ne işe yarıyor? Umarız duyduklarımız doğru değildir.
“DEPREMDE EVİ VEYA İŞYERİ YOK OLACAK VEYA EVİ VEYA İŞYERİ YOK OLACAK TÜM HAK SAHİPLERİNİN BANKALARINDAN ALINACAK KREDİLERİN ESASI VE FAİZLERİNİ SİLİCEĞİZ”
Genel Liderimiz, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta süratle alınması gereken bir dizi önlemi açıkladı. Onları bir kez daha tekrarlıyoruz. İşe gelir gelmez; Deprem bölgesindeki insanlarımızı rahatlatmak için hızla şu adımları atacağız: 2012 yılında evi veya iş yeri yıkılan veya yıkılacak olan tüm hak sahiplerimizin bankalardan veya Esnaf Kefalet Kooperatiflerinden aldıkları kredilerin anapara ve faizlerini tamamen sileceğiz. deprem. Yeni konut veya iş yeri üretiminde depremzedelerden herhangi bir tazminat almayacağız. Yıkılan konut veya işyerlerinde bu projelere onay ve muvafakat veren tüm sorumlulardan inşaat bedelini tahsil edeceğiz.
“ÜRETİCİLERİMİZE GÜBRE, TOHUM, SULAMA, İLAÇ VE YEM DESTEĞİNİ HEMEN NAKİT OLARAK ÖDEYECEĞİZ”
Kırsalda meskenleri, ahırları, depoları yıkılan veya ağır hasar gördüğü için yıkılacak olan çiftçi ve yetiştiricilerimizin bankalardan veya Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları tüm kredilerin anapara ve faizlerini sileceğiz. Üreticilerimize gübre, tohum, sulama, ilaç ve yem katkı maddelerini acilen nakit olarak ödeyeceğiz. Veterinerlik hizmetlerini karşılayacağız. Üreticilerin elektrik borçlarını halk olarak biz üstleneceğiz. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçilerimizin tüm eserlerini ‘Maliyet artı makul kâr’ formülüyle satın alma garantisi vereceğiz.
“DEVLET OLARAK ÜÇ YIL BOYUNCA YIKILACAK VEYA YIKILACAK TÜM AİLE EV VEYA İŞYERLERİNİN YENİ YAŞAM ALANLARINDA İNTERNET HİZMETİ SUNACAĞIZ”
Gerekli tüm yapıların deprem yönetmeliğine uygun olarak güçlendirilmesi için yararlanıcılara uygun koşullu ve uzun vadeli finansman sağlayacağız. Oluşturulacak Hasar Tespit Komitelerinde görev alan tüm çalışanlara garanti ve sorumluluklar getireceğiz. Evleri veya işyerleri yıkılan veya yıkılacak olan tüm ailelerin yeni yaşam alanlarında internet hizmetini üç yıl içinde devlet olarak üstleneceğiz.
Depremde hizmet ve araç, kamyon, kamyonet, otobüs, motosiklet, traktör, biçerdöver, pulluk gibi ulaşım araçlarını kaybeden depremzedelere sıfır araç alımı için faizsiz ve uzun vadeli kredi sağlayacağız. Ayrıca motorlu taşıtlar vergisi ve ÖTV’ye tabi araçlarda bu vergileri tahsil etmeyeceğiz.
“DEPREM BÖLGESİNDE ÇALIŞAN OLARAK BİR YIL VERGİ HARİÇ OLACAĞIZ”
Deprem bölgesinde işçi olarak çalışanların ücretlerini bir yıl süreyle vergi kapsamından çıkaracağız. Devlet olarak depremzede ailelerinin, vakıf üniversiteleri dahil üniversitede okuyan çocuklarının öğrenci harçlarını ve yurt ücretlerini karşılayacağız.
“DEPREM BÖLGESİNDE YEREL YÖNETİMLERİN ALTYAPI İNŞAATLARINI MERKEZİ YÖNETİM OLARAK YAPACAĞIZ”
Merkezi yönetim olarak deprem bölgesindeki yerel yönetimlerin altyapı inşaatlarını biz yapacağız. Özellikle kırsal kesimlerde kamu çalışanlarının barınma ihtiyacını hızla karşılayacağız. Deprem bölgesinin yeniden yapılanmasında bölgede yapacakları işlerde kullanacakları işçilerin asgari yüzde 25’ini bölge halkından karşılama zorunluluğu getireceğiz.
“YENİ VE ETKİLİ YAPIYI KAPSAMLI KAPSAMLI BİR ÇALIŞMAYI BİTİRİYORUZ”
Tüm bu adımları hızla atacağız. Millet İttifakı Sarsıntı Kurulu da çalışıyor. Partilerimizin mutfaklarında hazırlanan raporları da bir araya getiriyoruz. Kahramanmaraş depremlerinin hasarlarını tespit etmek ve yaraları sarmak için kısa-orta-uzun vadeli eylem planı ve afetlerle mücadelede yeni ve etkin yapılanmayı içeren kapsamlı bir çalışmayı hızla tamamlıyoruz.
“DEPREMİN ARTÇI ŞOKLARI BİTMEDEN MÜZAYEDE TARAFTARLARA DAĞITMAK İSTİYORLAR”
Saray yönetiminin yapamadığını biz yapıyoruz. Bu Ucube Saray Rejimi; Beyin sarsıntısında arama kurtarma için acele edilmedi. Depremzedelere yardım etmekte gecikmedi. Depremzedeler için çadır ve konteyner bulmakta acele etmedi. Ancak ihale açılması, taraftarlara kira dağıtılması açısından; çok telaşlı 21 Şubat’tan 3 Mart’a kadar Toplu Konut İdaresi 30 milyar lira bedelle 35 ihale yaptı. Daha depremlerin artçıları bitmeden ihaleleri taraftara dağıtmak istiyorlar. Kimse endişelenmesin. Milletin kör kuruşunun çarçur edilmemesini sağlayacağız. Ayrıca depremzedeler için yapılacak olan inanç evlerinin ihtiyaç sahiplerine zamanında ve bedelsiz olarak verilmesini sağlayacağız.
“KÜFÜR YİYORUZ. YARALIYIZ. NOT EDİLİYORUZ. TEHDİT OLUYORUZ”
“Anlamayan rezil olur.” Bugün millet olarak akıl ve liyakatten yararlanmayan bu yönetimin elinde aşağılanmanın ve zulmün en ağırını yaşıyoruz. Topkapı Sarayı Bab-ı Hümayun Kapısı’ndaki kitabede ifade edildiği gibi; Murad oğlu, iki kıtaya hakim, iki denizin hakimi, doğu ile batı arasında Allah’ın yardımcısı, denizin ve karanın kahramanı, İstanbul’un fatihi Sultan Mehmet Han şöyle demiştir: aklı öldürürsen ahlak ölür. Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğünüz gün devlet de ölür.’ Ama günümüz Türkiye’sinde akıl yürütmeyen, ahlakı öldüren, adaleti öldüren beceriksiz yönetim yüzünden; Maden kazalarında, orman yangınlarında, hain darbe girişimlerinde, sel ve sellerde, depremlerde, her türlü afetlerde canımızla, kanımızla, malımızla imtihan ediliyoruz. ve tüm bunların üzerine; ulus olarak; Bu kibirli, yozlaşmış yönetim tarafından fırçalanıyoruz. Küfür ediyoruz. Bize hakaret edildi. Biz not edildik. Tehdit ediliyoruz. Ancak bir devletin asli görevi ülkede barış ve refahı sağlamaktır. Vatandaşlarına mutlu ve güçlü bir yaşam sunmak. Ucube Erdoğan rejimi ise milletimize zulmediyor. Limon gibi sıkılır. Milletimizin hamurunu çıkarıp atıyor.
“12 AYLIK DIŞ TİCARET AÇIKI 118 MİLYAR DOLARA ÇIKTI”
2021 yılının Eylül ayında ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ dediler. Faizler düşer, kurlar yükselir, rekabet gücümüz artar, ihracat patlar, dış açıklar kapanır, kurlar düşer, enflasyon düşer. Ama ihracat değil; ithalat patladı Dışarısı açıldı. Şubat ayında ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,4 azaldı. Aynı dönemde ithalatımız yüzde 11 arttı. Şubat ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60 ile Eylül 2017’den bu yana en düşük seviyeye geriledi. 12 aylık dış ticaret açığı 118 milyar dolara yükseldi. Tüm zamanların açık hava rekoru kırıldı. Şubat ayında 12 aylık enflasyon oranı yüzde 55. Şu anki dizinin şubat ayı rekoru bu.
“MİLLET HAYALDE GÖREMEZ, ET ÇANTASINDA DEĞİL”
İşte çarşı, pazar, ocak… Et ve yumurta fiyatları fırlamış durumda. Piyasada 30 yumurtalık koli 90 lira… Kıymanın ağırlığı 210 lira. Kuzu pirzolanın ağırlığı 330 lira. İnsanlar tencerede et hayal bile edemezdi. Gıda fiyatları tüm dünyada düşüyor. Türkiye’de gıda fiyatları yükselmeye devam ediyor.
“SON BİR YILDA DÜNYADA GIDA FİYATLARI YÜZDE 10 DÜŞTÜ. TÜRKİYE’DE YÜZDE 69 ARTTI”
Son bir yılda dünyada gıda fiyatları yüzde 10 düştü. Türkiye’de yüzde 69 arttı. O da TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla. Bu yılki fiyatlarla gıda enflasyonu en yüksek dördüncü ekonomiyiz. Rakiplerimiz; Zimbabwe, Lübnan, Arjantin…
“BÜYÜKŞEHİRLERDE KİRALAR TUTULMUŞTUR”
Ev kirası dersen çılgınlık olur. Faiz nedeni enflasyon sonucu yanılgısıyla konut piyasasında büyük bir yıkıma neden oldular. Şimdi bu yıkımın üstüne bir de sallama eklendi. Büyükşehirlerde kiralar tavan yaptı. Depremde ihale yapmak dışında her şeye geç kalan beceriksizler, yükselen kiralara karşı önlem almakta da geç kaldılar. İstanbul’da kiralar aylık yüzde 7, yıllık yüzde 137; Ankara’da kiralar aylık yüzde 18 ve yıllık yüzde 150; Konya’da kiralar aylık yüzde 8, yıllık yüzde 167 arttı. Ne dediler, ne söz verdilerse ülkede tam tersi oldu. Ama diyoruz ki, Allah’tan onlara ne korkular var? Kullarından da utanmazlar. “Kimin ayıbı giderse, kalbi de ölür.”
“TÜRKİYE’NİN 13. CUMHURBAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU OLACAK”
Utançları gitti. Kalpleri millete karşı mühürlenmiştir. Gözleri kör, kulakları sağır… Ancak bu zorlukların üstesinden gelmesine çok az bir zaman kalmıştır. Millet İttifakı sözünü tuttu. Hep ne dedik? Seçimi yap. Adayımız hakkında bilgi edinin. Artık demokrasinin özel meydanı kurulacak. Seçim kararını alacakları tarihi açıkladılar. Adayımızı da öğrendiler. Ne söylediysek tuttuk. Büyük bir disiplinle çalıştık. ‘Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz’ dedik. 28 Şubat 2022’de nasıl yapacağımızı anlattık. ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçerken Anayasa’yı değiştireceğiz’ dedik. 28 Kasım 2022’de anayasa değişiklik teklifimizi açıkladık. ‘Bu ülkeyi istişare ile yöneteceğiz’ dedik. 30 Ocak 2023 tarihinde ülkeyi ayağa kaldıracak olan Ortak Politikalar Mutabakat Zaptımızı açıkladık. Son olarak seçim kararının açıklanacağı tarih açıklanınca cumhurbaşkanı adayımızı kamuoyu ile paylaştık. Biz sadece başkan adayımızı açıklamadık. Parlamenter sisteme geçene kadar ülkemizi yönetirken izleyeceğimiz yol haritamızı da açıkladık. Altı siyasi partimizin başkanları, istişare ve uzlaşı ile birbirlerine kefil olarak ülkemizi parlamenter sisteme taşıyacaklardır. Her şey planlandığı gibi gitti. Bundan sonra milletimize verdiğimiz her sözün arkasında durmaya kararlıyız. Millet İttifakı’nın adayı, milletimizin teveccühü ile Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olacaktır. Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olacak! Planlarımız hazır. Programlarımız hazır. Adayımız hazır. Kadromuz hazır.
“CUMHURBAŞKANIMIZLA BİRLİKTE DEVLETTE BÜYÜKLÜK BİTER, TEVZİYET GELİR”
Millet İttifakı’nın gücü altında cumhuriyet ve halk çare bulacaktır. Demokrat Türkiye haklı çıkar. Gelecek ve mutluluk milletimizin olacaktır. El ele tutuştuk. Büyük bir güç, istişare, uzlaşma, hak, hukuk ve adalet birliği ile ülkemizi ayağa kaldıracağız. Önce milletimizi rahatlatacağız, sonra müreffeh hale getireceğiz. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu herkesin Cumhurbaşkanı olacak. 13. Cumhurbaşkanımızla birlikte devlette kibir bitecek tevazu gelecek. İsraf bitecek, tasarruf gelecek. Yönetimdeki keyfilik bitecek, kural gelecek. Soframız büyüyecek ve gelişecek. Halil İbrahim’in herkesin davetli olduğu sofrasında kimse aç kalmayacak. Kimse geride kalmayacak. Çocuklar aç yatmayacak. Hazırız. Haydi Bismillah!
“CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZ KEMAL KILIÇDAROĞLU TÜM PARTİLERLE TOPLANTI TAKVİMİ ÇERÇEVESİNDE HALKIN DEMOKRATİK PARTİSİ İLE DE GÖRÜŞECEK”
Cumhurbaşkanlığı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu, tüm partilerle görüşme takvimi çerçevesinde Halkların Demokratik Partisi ile de görüşecek. Gelişmiş bir demokraside, Cumhurbaşkanı ne vatandaşlar ne de meşru siyasi partiler arasında ayrım yapmaz. Bugüne kadar ne çektikse bu bölücü tavırlardan çektik.
“İNCE ARADI, TEBRİKLER”
Sayın İnce, Başkanımız Kılıçdaroğlu’nu arayarak cumhurbaşkanı adaylığını tebrik etti.